KADINIM
Yolda yürüyorum ellerim
cebimde.
Melodisini bilmediğim bir
şarkı takılmışım gidiyorum.
Ucuz bir havam var onu da
göğsümü kabartarak toparlıyorum.
Kabataş’a yaklaşıyorum.
deniz bana ne yaşlı amcaların elindeki simitleri martılara
atığını gösteriyor. nede eski faytonları.
Hey gidi gençlik diyesim
var. ama yaşım yirmi sekiz ne yapıcağız bu sensizliğin getirdiği tortularla…
Neyse akşam oluyor ne
martılar ne yaşlı amcalar var.
Galiba sen gittiğinden
beri İstanbul. Anlamını yitirdi
Ufuk çizgisine bakıp
dalmak istiyorum bir kılıç balığı sırtında dalmak ne güzel…
Dünya barışı için
bütün gerçek yada oyuncak silahları yok etmek istiyorum
Neden mi?
Sanırım bu aralar
suriyeden iyi haberler gelmiyor ondan.
Leziz yemekler yapmalısın
bana bağımlı olmalıyım yemeklerine ve sana
Nadir yaşamalıyız bir
hamaktaki huzur gibi dingin ve eksiksiz.
Kısacası kadın zaaf
olmaktan çıkıp her hangi bir kitapla bana merhaba demeli ve ben onu
okumalıyım…
Çünkü o kadını bulmalıyım
o neredemi ?
bir ressamın
esrarengiz figüründe saklı
03/08/2011 PM 23:45
yazan : zahrettin çelik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder